3 Temmuz 2014 Perşembe

Yeni MİMim




Uzun zaman olmuş en son yazalı. Aslında bu kadar ihmal etmezdim bloğumu ama ara sıra elde olmayan nedenler çıkabiliyor, hepimizin bildiği üzere. Üzerimden bir büyük  yükü daha attıktan sonra kendimi kumaşçıya atarak bir eteklik bir de pantolunluk kumaş alarak kendimi bir parça şımarttım bugün. Dikilenler en kısa zamanda bloğumda olacak. Çok severek ve beğenerek takip ettiğim Dikiş, Tasarım, Moda ve Alışveriş bloğunun yazarı NİLGÜN SÖZVEREN tarafından mimlenmiş bulunuyorum. Aslında bu kadar popüler bir blog tarafından mimlenmek beni ayrıca mutlu etti çünkü aslında 6 aylık bir blog yazarıyım. Çok teşekkür ederim tekrar Nilgün Hanım :)))


Daha da ötesinde bence ne olursa olsun biri tarafından mimlenmek bir arkadaşlık, dostluk, iyi niyet, destek, ilgi ve alaka göstergesi ve sanırım ben daha önce ne kadar mimlenmiş olursam olayım bana gönderilen her mimde minnetlerimi sunarak elimden geldiğince yanıtlayacağım, her mim de mutlu olacağım :))) Benim mimlediğim arkadaşlarımdan aynı tutumu bekliyorum anlamına gelmez tabii bu, bunu da belirteyim.Taze bir edebiyat mezunu olarak bu sefer sınavlarda sayfalarca yazdığım makaleler, analizler gibi bu mimin de hakkını vermek niyetindeyim. Sıkılmadan okuyan herkese şimdiden teşekkürler.


1) En çok sevdiğiniz yönünüz nedir? 

Yeniliklere çok açık, vizyonu geniş bir kişiliğim var. Bu aslında güzel bir özellik fakat sonunda insanı biraz maymun iştahlılığa itiyor. Zaman geçtikçe her şeyi denemek, yapmak istiyor insan. Dolayısıyla da her telden çalmaya başlanıyor, tel dayanmıyor tabii. Bu durum ilgilendiğim hobilerde çok belirgin olarak ortaya çıkıyor. Yeni ya da farklı ne görsem deniyorum. Her şeyi az çok yapabiliyorum fakat hiç bir şeyde uzmanlaşamıyorum. Olsun ama yine de mutluyum bu durumdan. 

2)Sen hiç yağmur altında ağladın mı? 

Belki de ağlamışımdır ama inan hatırlamıyorum. Son iki buçuk yıldır ağlamak benim için ihtiyaç haline geldi. Canım anneciğimi kaybettiğimden beri gözyaşlarımı biriktirip biriktirip sonunda fena şekilde patlıyorum. Ağlamak çok rahatlatıyor, insan iç sıkıntısını sanki gözyaşlarıyla dışarı atıyor gibi. Genelde gece başımı yastığa koyduğumda ağlarım ama bazen bir resme bakarken, bazen bir kitabın satırlarında gezinirken, bazen bir şarkı duyduğumda, ya da gözlerimi diktiğim bir boşlukta... 


3)Diyelim ki sana 3 dilek hakki tanındı ama sadece insanları değiştirebileceksin. Kimleri ya da hangi özellikleri değiştirirdin? 

Sanırım bu dilek hakkımı ülkeyi yöneten, siyasette adı olan herkesi değiştirmek için kullanırdım. Mesela derdim ki Türkiye'ye yeniden Mustafa Kemal Atatürk gibi bir lider gelsin. Kendi çıkarları olmaksızın ülkenin geleceği için çalışsın. Güzel ülkemizin güzel çocukları için endişelenmeyelim. Geleceğimizden korkmadan, insanları din, ırk, dil olarak ayrıştırmadan ve yeniden bütünleştirebilecek bir lider gelse daha başka ne isterim ki... Çok mu zor bir şey istiyorum acaba?
 

4)Sen hiç yaz yağmurunda denize girdin mi? 

Evet girdim, tuhaf bir his...Yağmurdan kaçmamak güzel duygu. 


5)Yaşadığın en gülünç durum nedir? 
Çok gülünç duruma düşmüşümdür ama hiç bir şey gelmedi şimdi aklıma.


6)Kendine ünlüler dünyasından bir eş ya da sevgili seçseydin hangisini seçerdin?

Aslında tabi ki eşimden ve de hayatımdan çok çok mutluyum. Hatta en son eşime İrem Derici'nin KALBİMİN TEK SAHİBİ ni hediye ettim. Ama soru madem sorulmuş gençliğimde izlemekten zevk aldığım bir kaç kişiyi itiraf edebilirim. İlk göz ağrım Soner Arıca idi, sonrasında Mehmet Aslantuğ, Ozan Güven, Nejat İşler, Emre Altuğ şeklinde son buldu.

7)Hayatin bir film olsa hangi aktris oynasın isterdin? 

Hayatım bir film olsun da kim oynarsa oynasın... Öldükten sonra hayata bırakabileceğim faydalı bir hayatım, bir eserim, bir katkım, bir faydam olsa daha ne isterim ki? 


8)Sen hiç halka açık bir alanda kimseyi umursamadan ağladın mı? 

Yine ağlamaklı bir soru. Yine yukarıda verdiğim cevaba yakın bir cevap olacak ama annemi aniden kaybettiğim dönemde günlerce ve her ortamda ağladım. Özümde de çok sulu göz olduğumdan bu kadar ağır bir durumda nasıl olduğumu tahmin edersiniz herhalde. O dönemde çok uzun süre telefonda dahi konuşamadım arkadaşlarıma mesajlaşarak bildirdim gelişmeleri. Allah kimseyi sevdiklerinin acısı ile sınamasın, öyle durumlarda insan ne başkalarını ne de yeri zamanı istese de umursayamıyor zaten. 

9)Superman mi Batman mi? 

Superman daha sevimli sanki, neden ki acaba??? Tatile girdiğimizden beri sıklıkla izlediğimiz çizgi filmlerden biri olduğunda mıdır, kim bilir?  

10)Çocukken hepimiz bir nesneyi ya da bir olayı başka bir şey zannederdik. Senin öyle ilginç düşüncelerin oldu mu? 

 6 yaşlarında bal zannederek arap sabununu yemiştim. 

11)Hayatin anlamı nedir? 

Hayatın anlamı var mı yok mu bilmem ama bildiğim bir şey varsa o da hayat çok kısa ve son derece hızlı ilerliyor. Mümkün olduğunca sevdiğimiz şeyleri yapmak, önceliklerimizi sık sık gözden geçirmek, isteklerimizi ertelememek gerek. Bir de hayattan ayrıldığımızda güzel hatırlanmak, gerçekten özlenmek, iyi dualar almak lazım. Sevdiklerimizi ve sevenlerimizi çoğaltmak, iyi işlere adım atmak ve hayatı da doya doya yaşamak için elimizden geleni yapmak lazım. 

Benim daha önce mimlediğim arkadaşlarım cevaplamayadıkları için bu kez isim vermek istemiyorum. İçini dökmek isteyen herkesi mimliyorum...

İyi geceler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder